12 Ağustos 2009 Çarşamba

Never Let Go



Her ayrıntıyı ezberlemek için hiç görmemiş gibi bakarsın ona. Her bakışında yeniden severek. Kanı tutuşur mu insanın? Tutuşursun. Yüreğinden nehirler gibi akar duyguların. Sevgin, tutkun, aşkın... Göz kapaklarını kapatıp açana dek geçen zamanda bile gözünün önünde olsa da hayali, yetmez sana. Abartıyorsun diyenlere inat sığ gelir ona özlemini betimleyeceğin her cümle. Öyle sendir ki! Tüm imkansızlığına rağmen hem de...

Düşünürsün günler, geceler boyu bu işin içinden nasıl çıkacağını. Korkarak, ne yapacağını bilemez halde, karmakarışık! Hazmedemezsin, kabullenemezsin, kendine saygını sorgularsın uzun uzun. Nasılı, niçini bi kenara bırakıp "ya sonra?" demekten başka çare mi var? Bitmek zorunda bu delilik...

Yaşadığın bütün harikulade anları bir yana koyup gitmeye karar verirsin. Sadece "sen bilirsin" der, yıkılırsın. Donakalır her şey o an. içinde ince bir sızı peydahlanır sol yanını uyuşturan... "Bitti deyince biter mi aşk? mantıklı olanı yapmak zorundasın diye akıllanacak mısın bir anda? Bir an daha fazla yanında olabilmek için her şeyi göze aldığın insanı bir yana koyup gidecek misin sahiden?" der belki insan o an düşünebilse, oysa düşünmek ne mümkün! sen, sana "sen bilirsin" dediği andasındır hala. "Nasıl kabullenir, nasıl bitirir?" dersin tekrar tekrar. İçinde bir sağanak, bir fırtına...

Ağız dolusu, samimi gülüşünü, sesini, dolu dolu, içten öpüşünü, usulca iç çekişini, sessiz, korkarak sevişini, içini eriten o ateşini, kaçamadığın gözlerini, seyretmeye doyamadığın yüzünü, bi an bile aklında çıkmayan kokusunu alıp gitmeden; her ayrıntıyı ezberden bir kez daha geçmek için bakarsın yüzüne. Bakarken içine dağlarsın her şeyi, yudum yudum içerek acıyı. Gitmesini seyredersin, konuşmadan... Son kez dönüp bakar sonra, bir şeyler kopar içinden. Allah belamı versin der sarılırsın. Sonunda ne olursa olsun, hayat neresinden vurursa vursun yokluğuna dayanamayacağını anlarsın. Ağlarsın sonra, öper öper ağlarsın. Her zerresini bir kez daha ve daha çok severek! Gitmene izin verdiği için onu affetmemiş, kaçmaya kalktığın için kendine kızmış, böyle boktan şartlara lanet etmiş olsan da önemi yok.

Onsuzluk diye bir şey yok artık...

1 Comment:

  1. hwinore said...
    Bu yorum yazar tarafından silindi.

Post a Comment