28 Ağustos 2009 Cuma

Umutsuzluk



İçimde bir cenaze var sanki. Nereye ait olduğunu bilmediğim bir parçamın öldüğünü hissediyorum bu ara. Nefes alışlarım düzensiz gibi, mutluluklarım geçici. Düşüncelerim dağınık artık, heveslerim kırıcı. Kendimi boşlukta sallanırken görüyorum, tutunmak bile gelmiyor içimden. Düşmeyi hiç bu kadar istemedim belki de...

İçimde bir şeyleri kaybettim. Yer değiştirip duran güvenilir kaynaklarım da yok artık. Daha az önemsiyor gibi, alışıyor gibi, kopuyor gibi, bitiyor gibi... En beteri de her şey anlamını yitiriyor gibi! Şafağı sevdiği için bile bile zatürre olmayı göze alan ben, sabah ayazında üşümekten yoruldum mu birden? Yalnızlık bu kadar zor muydu en başından beri yoksa ben hiç gerçekten yalnız değil miydim önceden? Günsüz başlayan geceye aşıktım hani? Nerede kaldı iyimserliğim, sevecenliğim, adanmışlığım? Yer, ayaklarımın altından kayıyor gibi...

İçimde beni boğan bir şey var. Çaresini bulamadığım, duvarlarını yıkamadığım, gidemediğim; bir ağlayıp bir güldüğüm şeyleri çözemediğim zaman düğümlendiğim bir şey. Her incindiğimde dönüp kendi kendime kanattığım kalbimde kocaman bir delik, artık sevgiyi orada tutabilir miyim?

İçimde bir tükenmişlik var. Yüreğimi sürmeye çalışıyorum yine herkesten uzağa. Neyin cezası, nasıl bir bela bu? Çıkışı olmayan bir ecelin amansız savaşını vermekten sonsuza dek kaçmak istiyorum artık. Çok eskidenmiş gibi her şey. Zamansızlığı, sorumsuzluğu özlüyorum. Uyanmaya başladığımın farkına vararak "geçen geçti" diyebilmeyi özlüyorum. Uykusuzluğumun mutluluktan, heyecandan, sabırsızlıktan olduğu günleri özlüyorum... İncinmediğim, incitmediğim, aldatılmadığım, aldanmadığım, küsmediğim, hiç kimseyi küstürmediğim, ağlamadığım, ağlatmadığım zamanlar uzak mı bu kadar? Bitirdim mi kendimi gerçekten? Kendimi özlüyorum...

İçimde kirli bir şeyler var, ne yapsam lekesi çıkmayan. Sığınsam uykuya, tertemiz olabilir miyim? Gözyaşlarım yetmiyor artık. Bile bile günahkarken ben, suçluluk hissimden kurtulabilir miyim? Hatıralarımı temize çeksem, kendimi insan olmuş sayabilir miyim?

İçimde bir yara var. İyileştiremiyorum tek başıma ama kimseye anlatamıyorum da. Öldürsem kendimi bu gece, kurtulur muyum? O cenazeyi gömüp, kendimi diriltebilir miyim sabaha? Düşlerimi renklendirebilir miyim yeniden? Umarsızca şarkılar söyleyebilir miyim? İçimdeki çığlık susar mı? Kendime acılar eklemeyi bırakabilir miyim o zaman? Ölürsem bu gece, kendim olabilir miyim yine, tüm doğallığımla? Hiç yaşamamış olabilir miyim hatta? Her şeye baştan başlayabilir miyim? Kendimi sorgulamayı, yargılamayı, cezalandırmayı bırakıp geç kalmışlık, haketmemişlik hissimi bastırmak öyle zor ki... Kayıtsızca yok olabilir miyim bu gece? Bu evrenden taşınabilir miyim bir masala? Artık yıpranmayabilir miyim?

0 Comments:

Post a Comment