10 Nisan 2010 Cumartesi

The Catch



Bambaşka hayatların, bambaşka açılarını yakalamak için illa bir alete mi ihtiyaç var? Anı ölümsüzleştirip bir kareye hapsetmekte mi büyü? Sanmıyorum. Sadece sürekli unuttuğum küçük mutlulukları anımsamanın en güzel yolu gibi geliyor fotoğraf çekmek. Ve o makinede değil mucize, olup biterken değeri anlaşılamayan o anlara sonradan bakmakta sadece...

Gün gri ya da ışıyor... Çiçekler renk renk ya da solmuş... Bahar ayları ya da kış... Zamanın ne önemi var? Yakalamak istediğim huzur, mutluluk, neş'e sadece. Güzellik dediğin içinde bunlar olan şeyler değil mi zaten? Estetik dediğin, o kareye ilgi ve sevgiyle bakmak bazen...

Her şeyi bir yana bırakıp, bütün gün dolaşmak istiyorum. Dokunduğum her şeyde, konuştuğum her insanda, baktığım her yerde yaşama dair ne varsa yakalamak istiyorum. Anlayarak anlatmak istiyorum. Her şeyi fotoğrafa hapsetmek değil, gördüğüm gerçeği resmetmek istiyorum...

Çok zaman oldu, çok şey geçip gitti yakalayamadan. Çok şey unutuldu, çok şey atlandı kodlayamadan... ve ben fotoğraf çekmeyi çok özledim!

0 Comments:

Post a Comment