14 Temmuz 2009 Salı

'An'lamak...



Zaman öyle bir kavram ki, içini doldurmak da, boşaltmak da çok kolaymış meğer. Ben bugün bunu gördüm...

Öyle yıllarım var ki, boş, anlamsız, öylesine geçmiş...
Öyle zamanlarım var ki, aklımdan bir salise uzaklaştırmak için elimde kalan her şeyi veririm...
Öyle anlarım var ki geriye kalan tüm kavramları hiçe indirgeyecek kadar güzel! Cennetten bir esinti gibi kokusu, tadı, heyecanı...
Öyle bir hayatım var ki, arap saçı...

Zamanın derinliğini yaşanılanlar belirliyormuş meğer. Geçen süre sadece başa gelenleri anlatmayı kolaylaştıran bir ipucuymuş. İnsan kafasında ne kurarsa kursun, bu savaş değilmiş meğer. Hepimizi mutlak sona yaklaştırıp, biz ilerlediğini iddia etsek de geriye sayan zamana hükmetmek imkansızmış!

Sonsuza dek sürecek dedikleri her şeyin bitişini tek tek izlemek için ölümsüz olmayı dileyecek kadar kibirliydim eskiden. Şimdi en güzel yerindeyken, bitişini görmemek için ani bir ölüm duasına başlayacak kadar huzurluyum. Değişmenin, gelişmenin, düşünmenin, hissetmenin, yaşamanın sırrını çözmeye çabalamaktan vazgeçip gözlerimi yummak isteyecek kadar mutluyum. Korkmayacak, yıpranmayacak, ucunu bırakmayacak kadar kararlıyım bu sefer. Hem sonsuzla savaşmayı denemeyecek kadar akıllandım da galiba. Sonuna kadar gelip, bunca kanadıktan sonra. Sonunda...

0 Comments:

Post a Comment